DİKKAT eksikliği ve HİPERAKTİVİTE bozukluğu!

Bundan çok değil birkaç yıl önce hiç bilmediğimiz bir problemle şu sıralar çağımızın problemi olarak başa çıkmaya çalışıyoruz. Şimdi her üç çocuktan birine hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısı konulmaktadır. Çok uzaklaşmaya gerek yok, yaklaşık 15-20 yıl önce hiperaktivitenin ne olduğuna dair bir fikir bile yoktu ve böyle bir tanının varlığı dahi bilinmiyordu. Ne yazık ki şu anda çok yaygın olarak hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısının konduğunu ve bir çoğunun da gerçek anlamda bir teşhis olmadığını gözlemlemekteyim.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun nedenleri:

BESLENME: Beslenmeyle alakalı durumu da hem çocuk hem de ebeveyn bakımından incelemek ve sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hepimizin bildiği gibi yediğimiz yemeklerin vücudumuz üzerinde hatta psikolojimiz üzerinde bazı etkileri var. Bunun detaylı etkilerini belki başka bir yazımda sizlere anlatmak isterim. Maalesef çocuklarımıza aktifleştirici ve dikkat azaltıcı etki gösteren yiyecekleri ödül olarak veriyoruz. Mesela çikolata. Şimdi evlerinize gelip kontrol etsem %95 imizin evinde çikolata mevcuttur. Hatta çocuklara bu çikolatayı doğru yaptıkları, iyi yaptıkları bir görevin arkasından ödül olarak veririz. Ama atladığımız bir nokta var. Çocuklarımıza ödül olarak verdiğimiz bu çikolataların aktifleştirici ve aynı zamanda dikkat azaltıcı etkileri mevcuttur. Bunun gibi şeker, tahıl ve bol karbonhidrat içeren yiyecekler ve içeceklerin bir çoğunda da bu kötü durum mevcuttur. Zaten hareketli olarak adlandırdığımız çocukları bu şekilde beslemeye devam edersek çocukların hareket seviyesi istenmeyen düzeyde artacak ve dikkatleri istenmeyen seviyede azalacaktır.

Öte yandan biz ebeveynler de yanlış besleniyoruz. Peki biz yanlış bile besleniyor olsak bunun çocuklarımızın hiperaktif olması ile ne alakası var? Bu yiyecekler bizim tahammülümüzü azaltan yiyeceklerdir. Mesela şöyle bir örnek vereyim. Sürekli karbonhidrat ile beslenen bir annenin enerjisi çok düşük olacağından normal bir çocuğun enerjisine yetişmesi mümkün değildir. Karbonhidrat kısa sürede en hızlı yakılabilen enerji kaynağıdır. Bu yüzden enerjiniz uzun süreli olmayacaktır. Bunun yanı sıra ebeveynin bir çok kan değeri etkilenmiş ve kendini kronik olarak yorgun hissetme hali meydana gelmiştir. Bu durum depresyona eşdeğer nitelikte kuvvetli bir halsizlik, isteksizlik ve yorgunluk hissetmesine sebep olabilmektedir. Sağlıklı bir çocuğun enerjisinin bir yetişkinin mevcut enerjisinin bir kaç katı seviyede olması mümkün olacağından, kendini depresyonda hisseden bir annenin de normal bir çocuğun enerjisine tahammülü olmayacaktır. Ama üzülerek paylaşmalıyım ki bu durumun o kadar farkında değilizdir ki çocuğumuzun normal dışı hareketli olduğuna inanmış ve bu doğrultuda hiperaktivite ve dikkat eksikliği teşhisi almak bize tek çare olarak gözükmektedir.

DİKKAT ÇEKME: Çocukların dikkat çekme çabası hiperaktivite olarak algılanmaktadır günümüzde.

Halbuki çocuklar anne babaları ile oyun oynamak ve vakit geçirmek isterler. Aileler genelde bana şunu söylüyorlar. Neyini eksik etmişiz, inanın herşeyini alıyoruz, yapıyoruz yediği önünde yemediği arkasında bir sürü oyuncağı var hiçbiriyle oynamıyor bile bizi çok zor durumda bırakıyor. Ben ailelere hep şunu söylüyorum “Sevgili ailelerim bu çok normal bir durum çünkü çocuğunuz sizinle oyun oynamak istiyor. Oyun çocuğun en temel ihtiyacıdır. Lütfen çocuğunuzla oyun oynamayı deneyin daha sonrasında tekrar konuşalım. Yalnız sizden bir ricam daha var. Çocuklarınızla gerçek bir oyun oynayın, lütfen rol yapmayın, ve lütfen daha sonrasında ona ceza olarak seninle oyuncaklarınla da oynadım daha ne istiyorsun gibi bir tepki de bulunmayın. Bu çocuğunuzun bütün hayatını etkileyebilecek bir cezadır. Çünkü verdiğiniz mesaj onu önemsemediğiniz ve sadece zorunda kaldığınız için onunla oyun oynadığınızdır. Yani çocuklarınızın ihtiyaçlarını önemsemediğimizi gösterin onlara. Önemli olan çocuklarınıza çok oyuncak almak değildir, önemli olan sizin onlarla beraber oyun oynamanızdır. Unutmayın oyun, aynı yemek yeme, su içme ve güven ihtiyacı gibi çocuklarınızın temel ihtiyacıdır.

Peki hiç hiperaktif çocuk yok mu? Elbette var. Peki hiperaktif çocuk nasıl olur? Öncelikle hiperaktivite ve dikkat eksikliği bozukluğu hep beraber anılması ne rağmen aslında bu ismin altında üç farklı durum bulunmaktadır.

1. Dikkat eksikliği,
2. Hiperaktivite,
3. Her ikisi birden


Burada vurgulamak istediğim şey hiperaktivite olan çocukta her zaman dikkat eksikliği olmak zorunda değildir. Her dikkat eksikliği olan çocuk da hiper aktif olmak zorunda değildir. Bunun yanı sıra ikisinin de gözlemlendi vakalar çok sık görünmese de mevcuttur. Bu teşhislerin konulabilmesi için arada bir görülen belirtiler yeterli değildir. Mesela” benim çocuğum kitap okurken ve ders çalışırken odaklanamıyor” Problemi yaygın bir problem olmakla beraber hiperaktivite ve dikkat eksikliği teşhisi koymak için yeterli bir bulgu değildir. Bu cümlede hiperaktiviteyi belirten bir tanımlama yoktur. Dikkat eksikliğinin araştırılması için daha fazla tanıya ihtiyaç vardır.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite teşhisi konulabilmesi için birkaç ortamda kendini gösteren çok az sayıda yerine bir çok ortamda kendini gösteren bir çok bulguya ihtiyaç vardır. Odaklanma problemi sadece bir sıkıntıdır bu sıkıntının dikkat eksikliği ve / veya hiperaktivite teşhisi alabilmesi için en az beş kritere daha ihtiyaç duymaktadır. Bu kriterler uluslar arası geçerliliği olan tanı koyma klavuzu DSM-5 ‘te şu şekilde belirtilmiştir:

Dikkat eksikliği :

Detaylara dikkat etmez, sürekli hata yapar,
Dikkatini korumada sıkıntı yaşar,
Dinlemez görünür,
Verilen komutları izlemede güçlük çeker,
Organizasyon sorunu yaşar,
Yoğun düşünme gerektiren işlerden kaçınır ya da bu işleri yapmaktan hoşlanmaz,
Eşyalarını kaybeder,
Dikkati kolayca dağılır,
Günlük işlerini unutur.


Hiperaktif-dürtüsel :

Durduğu yerde duramaz; elleri, ayakları kıpır kıpırdır,
Uzun süre oturmada sıkıntı yaşar,
Çocukken koşar ya da tırmanır, yetişkinken yerinde duramaz,
Sessizce bir şeyle meşgul olmada sıkıntı yaşar,
Motor takılmış gibi veya düz duvara tırmanırcasına hareketlidir, br> Çok konuşur,
Karşıdaki kişi sorusunu bitirmeden cevabı yapıştırır,
Bekleme gerektiren ya da sırayla yapılan işlerde sıkıntı yaşar,
Başkalarının sözünü keser.


Birleşik : Dikkat eksikliği & Hiperaktif-dürtüsel :

Yukarıda her iki gruptaki bulgulara bir arada rastlanabilir.

Bu kriterlerin bir çoğunu çocuğunuz karşılıyor ve bu belirtiler giderek artıyor ise bir uzmana başvurmanız için gerçek bir nedenimiz var demektir. Eğer bunlardan neredeyse hiçbirini karşılamıyor sadece odaklanma ve biraz hareketlilik probleminiz varsa çocuğunuz hiperaktif damgası vurmak çocuğunuzun gerçekten hiperaktif gibi davranmasından başka bir işe yaramayacaktır.

Peki sağlıklı çocuğun hareketliliği nasıl olmalıdır, özellikleri nelerdir ve nasıl gözlemlenir? Bir bebek veya çocuk, kas- iskelet sistemi gelişimi , sinir sistemi gelişimi , beyin haritalaması, psikomotor gelişim için belli düzeyde hareketlilik içinde olmalıdır.Eğer hareketlilik yok veya az seviyede ise problem var demektir ve patolojik durumlar gelişebilir: zihinsel ve/veya fiziksel gelişim geriliği gibi.

Tüm bunlar gözetildiğinde çocuklarımızın hareketli olmasından şikayetçi olmamız ve onları etiketlemememiz yapılacak en doğru hareket olmalıdır. Bir psikolog olarak hareketli çocuğu olan anne babalara tavsiyem çocuğunuzla belirli zamanlarda oyun oynamayı onların en temel ihtiyacı olduğu bilincinde olarak ihmal etmemeleridir.

Çocuklarınız sizinle oyun oynamaya suya ihtiyacı olduğu gibi ihtiyaç duyar. Çalışıyor olsanız dahi eve geldikten sonra yarım saatinizi çocuğunuzun oyunlarına ayırmanızı öneriyorum. Bu sayede çocuğunuz ekstra dikkat çekmek yada duygusal ihtiyaçlarını size anlatmak için olduğundan daha hareketli davranmaya ihtiyaç duymayacaktır.

Eğer yukarıda sunduğum DSM -5 kriterlerinden 5 ve daha fazlasının çocuğumuzda olduğunu düşünüyorsanız bir uzmana başvurmalısınız.

Yazar Hakkında

Psk.İrem GÜNGÖR

Ankara doğumlu İrem Güngör, Bilkent Üniversitesi psikoloji bölümü mezunu. Halen Ege Üniversitesi “Madde Bağımlılığı” hakkında yüksek lisans yaparken, İzmir psikoloji merkezinde danışanlarına profesyonel destek vermektedir. Aile danışmanlığı, cinsel terapi, Wisc-4, oyun ve şema terapi konularında aldığı uzmanlık sertifikalarının yanı sıra çocuk ve ergen psikolojisi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, kaygı bozukluğu ve iletişim problemleri ile ilgili çalışmalarına ve eğitimlerine devam etmekte, danışanlarına bu konularda da destek vermektedir.