Teknolojiyle Büyüyen Neslin Ebeveyni Olmak

İnsanın çevresini denetleme ve değiştirme amacıyla kendisinin geliştirdiği araç gereçlerin yine insanın kendisini müthiş baskın bir güçle denetlediğini ve değiştirdiğini söyleyebilir miyiz? Bence büyük bir çoğunluk için söyleyebiliriz. Yetişkin aklı ve hisleri teknolojiyle bu zorluğu ve çatışmayı yaşarken bir de kendi çocuğunun teknolojiyle olan ilişkisini yönetmek zorunda olması, bırakılması aslında hiç kolay gözükmüyor. Öyle değil mi? Bernard Shaw; “Eğer yürüdüğünüz yolda hiç bir zorluk yoksa o yol sizi hiç bir yere götürmez” demiş. Ne kadar da doğru bir söz. Evet belki bizim teknolojiyle olan imtihanımız devam ediyor olabilir ama çocuğumuz henüz bir yetişkin olmadığı için onun teknolojiyle olan ilişkisini bizim olabildiğince en iyi şekilde yürütmesine rehberlik etmemiz gerekiyor. Bu yol zorlu bir yol da olsa ebeveyn olarak teknolojinin kullanımıyla alakalı çocuğumuza rehberlik ederken bizi de çok değiştirecek ve dönüştürecek.

Artık günümüz çocuklarının çok büyük bir kısmı tablet veya akıllı telefonlar veya bilgisayar aracılığıyla oyun oynuyor. Başka hiç bir konuda çocuğunuzu bu kadar motive göremezken bir bakıyorsunuz sizden daha iyi oyunda ilerlemeyi öğrenmiş, parkurları bitiriyor, çoktan o işaret ve sembollerin neye benzediğini siz anlayamamışken o ne işe yaradığını, hangi durumlarda kullanıldıklarını tüm ayrıntısıyla biliyor, çoktan ezberlemiş. Bu nasıl oluyor? Yanıtı kolay ama anlaması zor bir soru sordum. Çünkü çocuğunuz teknolojinin içine doğdu ve teknolojiyle kuşatılmış bir dünyada büyüyor.

Siz bu yazıyı okuyan Z (1997 -2010 yılları arasında doğanlar) ve/veya Alfa (2010-2021 yılları arasında doğanlar) kuşaklarının ebeveynisiniz ve bu da tam olarak teknolojinin, dijitalin içine doğmuş bu nesille karşı karşıyasınız demek oluyor. Süreç, ebeveyn olarak sizin geçmediğiniz yollardan geçen çocuğunuza teknolojinin kullanımıyla alakalı rehberlik etme, onu kontrol etme, sınırlandırma, doğru yolda gitmesine destek olmanızı bekliyor. Ebeveyn olarak çocuğumuzun bir oyun uygulaması ile gün içinde yolda, restoranda, bir randevuyu beklerken temasta bulunuyor olması günümüzde sıradanlaştı bile.

Bizim ebeveyn olarak bu noktada sormamız gereken 5 çok önemli soru var: Oyun uygulamasının içeriği nedir ve yaşına uygun mu? Oyun uygulamasında reklam, şiddet unsuru, uygunsuz içerik mevcut mudur? Oyun uygulamasının süresini sınırlandırabiliyor muyum? Oyun uygulamasının çocuğuma faydası var mıdır, eğitici bir özellikte midir? Oyun uygulaması çocuğumun ilgisini çekiyor ve onu eğlendiriyor mu? Bu 5 sorunun yanıtını da eğer istediğiniz şekilde alabiliyorsanız o zaman hem eğitici hem eğlendirici ve çocuğunuza zararsız bu oyun uygulaması ile devam edebilirsiniz.

Elbette ki küçük yaşlarında çocuklarımızın teknolojiyle temaslarında biz ağırlıklı olarak tercihte bulunabiliyor ve onları olabildiğince doğru adreslere yönlendirebiliyor olsak da ebeveyn olarak aklımızda bulunması gereken bir diğer önemli konu da çocuklarımızın özellikle 0-6 yaşta “rol model” alarak büyüdükleridir. Çocuğumuzun teknolojiyle ilişkisinin nasıl ve ne düzeyde olmasını istiyorsak sözlerimiz ve hatırlatmalarımız kadar ona rol model olarak da kendimizi ifade etmemiz çok önemli. Örneğin; çok uzun saatler evde televizyon izleyen bir ebeveynseniz çocuğunuzun oyun süresini kısıtlamaya gitmeniz çocuğunuzun kafasını karıştıracak ve kendisine haksızlık yapıldığını düşünmesine yol açacaktır. O nedenle çocuğumuzun değiştirmesini istediğimiz bir davranışı varsa veya çocuğumuza belirli bir alışkanlık kazanma gayreti içindeysek muhakkak ebeveyn olarak kendi davranış ve tutumlarımızı da gözden geçirmemiz gerekir. Bu anlamda ebeveyn olarak sözlerimiz kadar davranışlarımızın da çok önemli olduğu ve çocuklarımızın her zaman ikisi arasında tutarlılık aradığını aklımızda bulundurmalıyız.

Teknolojiyle büyüyen bir neslin ebeveyni olmak uzun bir yol ancak elinizde gerekli anahtarlar varsa açamayacağınız kapı, çözemeyeceğiniz sorun olmayacaktır. Ebeveynlik yolcuğulunuzda rüzgarsız bir denizde yol almayı hayal etmek yerine rüzgarı kontrol etmeyi seçerek ebeveynlik becerilerimizi geliştirirsek her durum ve koşulda çocuklarımızı doğru şekilde yönlendirebiliriz.

Yazar Hakkında

Uzman Psikolog Duygu Ak SEVEN

İzmir Özel Türk Lisesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi psikoloji mezunu Duygu Ak Seven, İstanbul Üniversitesi Gelişim Psikolojisi yüksek lisansını tamamlayarak uzman psikolog ünvanını aldı. Güncel olarak çocuklar, ergen ve aileleriyle çalışmakta. Otistik, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar ve kısırlık tedavisi gören yetişkinler gibi farklı alanlardan mesleki tecrübeye sahip. Yerel bir kanalda psikoloji alanında hazırlanan bir programın canlı yayın sunuculuğunu yaptı. Çapa Tıp Fakültesi hemşirelerine hasta ve hasta yakınları ile iletişim konusunda interaktif eğitimler vermiş olup, çeşitli sağlık içerikli web sitelerinin köşe yazarlığını sürdürmekte. Velilere ve öğretmenlere çeşitli konularda seminerler vermekte ve anne & baba danışmanlığı yapmakta. Bireysel ve grup görüşmelerimde; bilişsel davranışçı terapi, Gestalt terapisi, oyun terapisi, sanat terapisi, psikodrama tekniklerini kullanabilmektedir.